Doğal taşlar, insanlık tarihinin en eski dönemlerinden itibaren birçok alanda kullanılmış ve zamanla farklı medeniyetler tarafından farklı amaçlarla değerlendirilmeye devam etmiştir. İlkçağlardan itibaren doğal taşlar, süs eşyaları, takılar, dini ritüeller ve tıbbi amaçlarla kullanılmıştır. Örneğin, Antik Mısır'da firavunlar, koruyucu olduğuna inandıkları lapis lazuli, zümrüt ve ametist gibi taşlardan yapılmış takılar takardı. Aynı zamanda mezarlarına bu taşlardan yapılmış eşyalar yerleştirirlerdi, çünkü ölümden sonraki yaşamda koruma sağlayacağına inanılırdı. Antik Yunan ve Roma medeniyetlerinde de doğal taşlar, savaşçıları korumak ve başarıya ulaşmak için tılsım olarak taşınırdı.
Orta Çağ boyunca doğal taşlar, hem dini hem de tıbbi kullanımlar açısından önem kazandı. İnanç sistemlerine göre, her taşın kendine özgü bir şifası olduğuna inanılırdı. Örneğin, kırmızı yakut, kalp ve kan dolaşımı için faydalı görülürken, ametist akıl sağlığını ve ruh dinginliğini korumak için tercih edilirdi. Bu dönemde doğal taşlar, aynı zamanda mimaride de kullanılmaya başlandı. Katedrallerdeki vitraylarda ve heykellerde çeşitli değerli taşların yer alması, estetik bir değer kattığı gibi, taşların mistik anlamlarına da vurgu yapıyordu.
Günümüzde doğal taşlar, teknolojinin ve modern mimarinin de etkisiyle çok daha geniş kullanım alanlarına sahiptir. Mücevher yapımında ve dekoratif amaçlarla sıkça kullanılan doğal taşlar, aynı zamanda enerji şifacılığı ve meditasyon pratiklerinde popülerdir. Özellikle kuvars, ametist, turmalin gibi taşlar, enerji dengeleme, negatif enerjiden arınma ve meditasyon sırasında odaklanma için yaygın olarak tercih edilmektedir. Bunun yanı sıra, doğal taşlar inşaat sektöründe de büyük öneme sahiptir. Granit, mermer ve bazalt gibi taşlar, hem dayanıklılıkları hem de estetik görünümleriyle binaların yapımında kullanılır. Ayrıca, modern teknolojide yarı iletken cihazların yapımında da doğal taşlardan yararlanılmaktadır. Özellikle kuvars, saat mekanizmalarında ve elektronik devrelerde kritik bir rol oynar.